السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
27 Ekim 1999
Dünyanın fâni yüzünden yüzünü çevirmek isteyen, Duygularını ebedler ve ebedi güzellikler dolduran kardeşim,
Müşterek bir tespitimiz var ki insanlar maddî zenginlik peşinde hızlı hızlı koşuyor... Her gün daha büyük bir hırsla paralar yolunda paralanıyor. “Ah, bir zengin olsaydım, şunu, şunu yapacaktım... Çok da cömert olacaktım… Hayır yolunda herkesle yarışırdım... Ne çare ki param yok, imkânım yok, servetim yok... Elim kolum bağlı bir hâldeyim, kendimi gösteremiyorum...” gibi düşünce ve sözlerle kendilerini aldatıyor, nefsini oyalamaya çalışıyor. Esefler olunur ki böyle mağlatalar şeytani tuzaklardır. Bu tuzağın içine düşenler zenginliğin mahiyeti, iç yüzü hakkında ya bilgi sahibi değiller veya hatalı teviller yapıyorlar. Maalesef hakiki olmayan servetler için, zenginliklerin elde edilmesi için muntazam tahsiller yapılarak çok değerli mesailer harcanmaktadır. Belki en intizamlı olabildikleri saha olarak para getirecek işleri seçerek nefislerini, nefeslerini, himmetlerini, hayatlarını bunun için tahsis ediyorlar.
Kardeşim,
Bilirsiniz ki zenginlik sûrî ve hakiki olarak iki kısımdır, muhteliftir. İnsanın hayat tarlasında ziraat yaparak ekmeye, ekilmeye ihtiyacı olduğu gibi… Âlem pazarında, dünya çarşısında almaya satmaya, alışveriş edip, ticaret ve kâr elde etmeye ihtiyacı vardır. Hem yaratılışımız da buna müsaittir. Bu iki kısım zenginliklerden hatırıma gelenleri şöylece sıralayabilirim:
Sûrî sermayeler ve zenginlikler:
- Mal, para
- Sağlık
- Kuvvet
- Cismani güzellik
- Akıl (akl-ı maaş)
Hakiki sermayeler ve zenginlikler:
- Akıl (akl-ı maâd)
- İman
- İlim (ilm-i nâfi)
- Güzel ahlak (hüsn-ü hulk)
- Salihât
- Sıhhat-i ubudiyet
- Anlayış
- Hayat-ı maneviye
- Kanaat
- Ruhî güzellik
- Merhamet
- Muhabbet (Allah’ı sevmek)
- Cömertlik
“Zaman ve çalışmak” da insan için çok değerli olmasına rağmen tasnifte bunların yerini belli edemedim. Hakiki sermayemiz olan zenginlikler her biri başlı başına bir servettir. Bunlar insana kemalât yolunu açtığı gibi, sahip olabilenden hiç ayrılmaz, dünyada nemâsı olduğu mülum. Ebedler âleminde de gerçek bir saadetin meyveleri bunlarla alınacaktır.
Muhterem kardeşim,
Artık akıl servetinin sahipleri bunları tartacak ve seçimini yapacaktır. Zannedersem bu sınıflandırmada namus, hayâ ve iffeti fıtri güzellikler olarak hakiki zenginliklerimiz içinde sayabileceğimiz gibi, “güzel ahlak”ın müştemilâtından da kabul edebiliriz. Hasara yol açan hırsımızın gözüyle baktığımız ne varsa, net ve gerçek göremediğimizi itiraf edip Rabb’imizden her şeyin hakiki veçhesini görebilmeyi yalvarmalıyız. İnşaallah bizler Allah’ın (c.c.) razı olduğu güzellikler ve zenginliklerle zengin oluruz. Dünyanın (fani şeylerin) fakirleri olsak da kabrin, berzahın, mahşerin zenginleri arasına gireriz.
Yukarıda bahsettiklerim hususlarda ince tahlillere girişecek iman kardeşlerim ﱠﯾﺎِت ﱢﻧ ِﺑﺎﻟ اَْﻷْﻋَﻣﺎُل ﱠﻧَﻣﺎ ِإ
hadisinin irtibatını sağlayarak meseleye baksınlar diye rica ederim.
اَﻟٰﻠّﮭُ ﱠم أَﻧْتَ اﻟْﻐَﻧِ ﱡﻲ وَأَﻧَﺎ اﻟْﻔَﻘٖﯾرُ
Hakiki zenginliklerden pek çoğuna sahip olan kardeşim,
Güzel şeylerin malum olanlarının da ilâmında ve tekrarında güzellikler var diye bunları yazdım, gayet muhtasar bahsettim. Sizin bundan sıkılmayacağınızı ümit etmekteyim.
Selâm ile selâmetler diliyor, dualarınızı bekliyorum
AHMED İHSAN GENÇ