Ahmed İhsan GENÇ

Dua Sırları Dua'da Israr

“ Sen dua et, karşılğını her halde görür ve sevabını alırsın, ben ise ya görürüm ya görmem”

Ahmed İhsan GENÇ

Dua Sırları ve Dua'da Israr

Bu duâ kitapçığını Okuyan, Düşünen, Anlayan, Benimseyen, Duâsıyla kulluğunu İtiraf ve izhar etmiştir. Kuvvetli bir duâcı olmuştur.

 

En sıkıntılı yorgun ve üzgün zamanlarımda ne için, kimin için dua yaptımsa rahatladım, kendimi huzurlu hissettim.

16 Temmuz 2009

~~ 1 ~~

Sen dostuna dua edersen, dostun da senin için dua etmekten müstağni kalamaz. Hatta dost olmayanlara da ısrarlı dua edilirse, zamanla yakınlaşıldığı, dostluğunun kazanıldığı vaki olur.

7 Aralık 2010

~~ 2 ~~

Dualaşanlar arasında karşılıklı olarak bir çekici güç meydana geliyor.. Tek taraı olsa da bu cazibeden yine faydalanılabiliyor.

~~ 3 ~~

Azim Allah, kulunun isteklerinden, duasından, yalvarışından aciz olmaz “yeter artık beni taciz etme seninle ilgilenemem” demez. O ne büyüktür.

~~ 4 ~~

Dua etmesini, duada ısrarı bilenlerin yapacakları duaların, müsbet ve men neticeleri elle tutulur, gözle görülür dereceye gelebilir.

~~ 5 ~~

 İnsanın, Allah indinde (çok da büyük değeri olmayan) eften püften şeylere ve işlere meyli arttıkça, Cenab-ı Hak o kuluna rahîm olduğundan acımasıyla kendisini bir kısım sıkıntılarla çepeçevre kuşatarak baki ve hakiki olan, azim nimetlerine karşı intibaha gelip, dönüş yapsın ister. Eğer böyle sıkıntılara maruz kalan kul (hakiki marifetten hissedar olmuş ise) hemen bu sıkıntı sebeplerini keşfederek istiğfarla, ubudiyetle kendisine çeki düzen vermeye çalışır. Şüphesiz böyle bir kul bu suretle gelen ikazattan çok çok memnun olarak Allah’ın murakabesinin üzerinde devam ettiğine ve kurbiyetinin (yakınlığının) alametlerine karşı büyük bir sevinç içinde, azam șükürlerle şükreder. Biiznillah müstecab duaların en feyizlisi olan bu şükürler o kulun hakiki kemalinin yollarını açar, her sahada kolaylıklar, inayetler tezahür eder. Allah bizleri esnaf-ı beșerin o sınndan olanlarla beraber kılsın ve sevdiği kaleye dahil eylesin

~~ 6 ~~

Kul olanın muhtaçlığı bitmez. Belki duâsıyla cennet âleminde gerçek muhtaç bir kul sayılmaktan farklı bir yere gelir.

15 Ocak 2011

~~ 7 ~~

Benim gibi, rahmet sahibine çok mahcub olsan da iste, iste, iste her şeyi iste, duâlar et, fasılasız isteyen, dileyen, dilenen bir kul ol...

15 Ocak 2011

~~ 8 ~~

Duâlarım sırasında kalbimin ahvaline nazar ediyorum. Bunların cevabı ve kazası olmasa da... Duâ ettikçe rahatlıyorum, haiyorum.. Bütün duygularımın dinlendiğinin farkına varıyorum.. Bu durum ibadet olan dualarımın peşin ücreti gibi oluyor. Hatta, cismen de güçlenip, zindeleşiyorum.

15 Ocak 2011

~~ 9 ~~

Duâ sahibi günahkar ise daha çok istesin, Rabbisi onun kendisiyle irtibat sağlamasından memnun olur.. O Rahim zat, hiç kimseye “Ne yüzle benden istiyorsun, artık münacatçılara kapıları kapadım” demez. Öyleyse ısrarla istemeğe devam edeceksin..

15 Ocak 2011

~~ 10 ~~

Dua edecek gücü kendinde bulana ve dua eden kimseye “Aferin maşaallah...” diyorum

15 Ocak 2011

~~ 11 ~~

Dua ile güçlenen bir kardeșim vardı.. Ellerini açtığı zamanlarda nerdeyse rengi ve șekli değişirdi, başka bir insan olurdu. Demek duası sırasında Rabbisiyle çok seviyeli bir mülakata muvaak oluyordu.

22 Ekim 2010

~~ 12 ~~

Kardeşim, içinden “duâ” etmek arzusu doğarsa, hiç şüphe etmeyesin ki senin Rabbin seni unutmadığını sana hatırlatıyor... Şimdi sen hemen ellerini açarak, ihlaslı bir kalp ile, yüzünü Rabbine dön ve O’na bütün gücünle yalvar, dua et, tam zamanıdır.

22 Ekim 2010

~~ 13 ~~

Akıl ve şuur fukaralarından başka hiç kimse dualarının boşa gittiğini, zararlı olduğunu söyleyemez.

28 Ekim 2010

~~ 14 ~~

Kardeşim, “Çok çok kavlî, kalbî, duâlar yaptım, dilim ve kalbim yoruldu artık, kollarım kalkmıyor, avuçlarım açılmıyor bitkin düştüm”. Diyorsan duâların ibadet olduğunu unutmușsun. Hz. Allah seni o tarzda kolay, külfetsiz bir ibadete sevk ediyor.. eğer şikayet etmesen dualarından ilk makbuliyet meyvelerini alacaksın.. Senin duâ edebildiğin senin için ne büyük bir nimettir, ilahi bir medettir, ne değerli bir mazhariyettir.

28 Ekim 2010

~~ 15 ~~

Ey İhsan, Bilirsin ki hiç kimse ihtiyaçtan ve duadan müstağni değildir, sen de bütün muhtaçlar gibi her şeye muhtaçsın. Eğer şuan Rabbinden isteyeceğin bir şey yoksa (ki vardır) yine O’na boynunu bük, ellerini aç.. Allah-ı Azim’e, en yüksek faziletlerden olan “vefa”yı O’na dua etmekle gösteriyor, vefalı bir kul oluyorsun. O’nun ğınasını ve rahmaniyetini ve cûd’unu halinle, duâlarınla te’yid ediyorsun ve edeceksin. İlan ediyorsun ve edeceksin..

28 Ekim 2010

~~ 16 ~~

Duâ ederken; uyuşuk, hantal cismaniyetim bile, iki büyük kanat takılmış gibi en yüceliklere doğru yüceliyor.. Hazreti Allah’ın izniyle belki meleklerden yardım alıyor.

~~ 17 ~~

Kardeşim, Hedende ne olursa olsun, O’na ulașmak için ellerini açarak, dilinle ve kalbinle O’na yalvar, O’ndan iste.. “niyetini geniş tut” ısrarla istemeye devam et!. isterken kalbine vesvese dolmasın!. İtimat ve ümidinde sarsıntı, zayıama olmasın!. Sen O’nun kulusun, bütün ihtiyaçların O’ndan sana gelecek.. O vermezse kim verebilir ki.. O verirse kim men edebilir?. İstemeye devam.. yalvarmaya devam.

~~ 18 ~~

Eski zaman dostlarımdan birisi dünyaya ziyaretime gelmiști, onunla oturup başbaşa bir sohbet edelim dedim, henüz nasılsınız hoşgeldiniz derken ev telefonu çaldı sözümüz yarım kaldı uzunca bir telefon muhabbetinden sonra misarime dönerken cep telefonum seslendi, onu cevaplamaya koştuğumda ziyaretçi misarime “kusura bakma” demeyi ihmal etmedim, biraz sonra hal hatır soruşturmasına girerken her iki telefon birden çalarak farklı bir alemin ziyaretçisine karşı beni mahcup ettiler, o değerli misar ellerini açarak dualarda bulundu ve bana “sizler ne büyük bir iptila içindesiniz, imtihanınız çok ağır, dua ediyorum ki bu belalardan kurtulasınız” dedi. Ona karşı aşırı mahcubiyetimden hiçbir şey diyemedim, sadece bașımı yere eğdim.

10 Eylül 2010

~~ 19 ~~

Kardeşim, Fatır, her ne yaparsa abes olmaz, hikmetlidir.. Gizlemesi güzel, göstermesi güzeldir. Her şeyin zamanı var. Zamanı gelmeden tohum açılmaz.. Tomurcuk açılmaz.. Çiçek açılmaz.. Meyveler olgunlaşmaz.. Geleceğin gelmesi uzak değil yakındır.

~~ 20 ~~

Hiç bir duâcıya Cenab-ı Hak “mesajın alınmıştır, artık yeter, daha fazla ısrar etme” demez.

14 Ağustos 2010